Aşık olmak tüm bedenimizi etkisine almakla kalmayıp bize yaşama sevinci, gençlik aşısı da olmasıyla ünlü…

Aşk…. Aşk…. Ayaklarınız yerden kesiliyor di mi ? Onu düşünmeden edemiyorsunuz , yemeden içmeden kesiliyorsunuz, uyku uyuyamıyorsunuz, size bir güldüğünde yüreğiniz sanki bedeninizden kanatlanıp uçup gidiyor….. Sizce bu normal mi?

Hayatında hiç aşık olmamış bir insana gidip yukarıda saydıklarımızı anlattığınızı düşünün. Canlandı mı kafanızda ? Peki devam edelim. Dediniz ki “ onu gördüğümde elim ayağım titriyor. Onunla konuşurken ellerim uyuşuyor, terliyorum, iki kelimeyi bir araya getiremiyorum, o bana baktığında acaba yüzümde veya kıyafetimde bir leke var mı düşünmekten konuşmaya konsantre olamıyorum. Yemeğe çıktığımızda heyecandan lokmalar boğazınızdan aşağı inmiyor. Gece yastığa başınızı koyuyorsunuz ama ne uykusu , gözünüzü kırpamıyorsunuz resmen. Sabah uyandığınızda aklınıza ilk gelen şey akşam uyurken son düşündüğünüz şey. Okuduğunuza , işinize , konuştuğunuza hükmedemiyorusunuz, aklınızda hep o var. Şuan ne yapıyor, kiminle konuşuyor, beni düşünüyor mu? bitmek bilmez sorular , meraklar ve hiç bitmeyen bir heyecan. Şimdi de bu hiç aşık olamamış arkadaşınız size olan bakışını getirin gözünüzün önüne. Eminim ilk cümlesi şu olacaktır “ kuzum hasta mısın bir doktora gözük istersen”

Evet eğer aşık olduysanız, bedenimizin gireceği kimyasal reaksiyonu sonrası bize yaşattıklarına şaşırmazsınız. Fakat aşk nedir bilmiyorsanız bu yukarıda saydıklarımız ciddi anlamda doktora gitmeniz gereken endikasyonlarla aynıdır. Biri size gelip “sadece bir şeyi düşünebiliyorum” ya da sadece “yemeden kesildim” derse siz doğal olarak onun hasta olduğunu düşünürsünüz. Ama bu tuhaf bedensel tepkimelerin tamamını sayarsa aklımıza doktor değil, aşk gelir. Şimdi anladınız mı aşk denen şeyin neden bedenimizin en berbat kimyasal performansı olduğunu. Bizi, daha doğrusu bedenimizi bir yoğun bakım hastası gibi böylesine etkisi altına alan, vücudumuzun tüm kontrolünü elimizden çalan fiziksel eylemler hastalık değil de nedir? Ama biz buna komplike hastalıklar grubu demek yerine Aşk demeyi tercih ediyoruz. Ve aşkı tanımlarken dünyanın en güzel duygusu diye de ekliyoruz. Zira aşık olmak tüm bedenimizi etkisine almakla kalmayıp bize yaşama sevinci, gençlik aşısı da olmasıyla ünlü. Bu birlikteliğimizde imkansız aşklardan bahsetmek istemiyorum. O başka bir yazının konusu. Şimdi işimiz size kötü değil güzel duygularınızı tekrardan hissettirebilmek.

Tabi bu saydıklarım yine hayatında aşkı en az bir kez tadabilmiş şanslı bireyler için geçerli. Eğer hiç aşık olmadıysanız / olamadıysanız bunca satırı boşuna okudunuz demek. Sizin adınıza yazabileceğim tek şey Allah kurtarsın ! Sizleri de en kısa sürede aramıza bekleriz.

Aşk seninle olsun Türkiye.

- Reklam -

Cevap ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz